İçindekiler
Arkanıza yaslanın. Uzayın derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz! Sadece bununla da sınırlı kalmayıp zamanda yolculuk yapacağız. Hazırsanız yolculuğumuza başlıyoruz…
Mass Effect
İlk yolculuğumuz 2007 yılında çıkan, yapay zekanın en mükemmel örneğinin anlatıldığı oyun serisi Mass Effect. Mass Effect’de çok geniş bir uzay atmosferiyle karşılaşıyoruz. İnsanlığın artık uzayda yaşadığı ve burada başka ırklarla tanıştığı bir zamandayız. Tabii ki kurulan dostane ilişkilerin yanında, insanlığı tehdit eden bazı şeyler de var. Mesela yapay zeka ve makineler. Aslında normal hayatta üzerine en çok kafa patlatılan iki konudan birisi. Yapay zeka insanlığın sonunu getirir mi? İnsanlık için bir tehdit mi, yoksa değil mi? Bu sorularla çok sık karşılaşıyoruz. Bu oyunda ise makineler canlı organizmalara karşı resmen savaş açıyor. Galaksiyi kurtarma görevi de Komutan Shepard isimli bir askere düşüyor. Mass Effect içerisindeki geniş atmosfer ve efektlerle kimilerinin kalbini çalarken, kimilerini de pek fazla tatmin etmeyen bir oyun serisi. Ama özellikle bilim kurgu türündeki oyunlara meraklıysanız kaçırılmayacak cinsten.
Space Invaders
Şimdi de 1978 yılına gidiyoruz. Zamanda yolculuk yapacağız dediysek sadece gelecekten bahsetmiyoruz, bazen de geçmişe dönüp bakmak gerek! Çünkü Space Invaders zamanının çok ötesinde bir oyun. Tomohiro Nishikado tarafından 1978 tarihinde yapılmış bu oyun çok basit bir sisteme dayanıyor. Oyunda bir lazer silahıyla uzaylıları vurmaya çalışıyoruz. Çok basit bir oyun gibi gözükse de, o yıllara göre adeta bir altın keşfetmek demek! Zaten bu yüzden çıktığı anda tutmuş ve zamanla herkesin oynadığı bir oyun olmuş. Yani bir başka deyişle Space Invaders şimdiki bilim kurgu oyunlarının önünü açan bir başyapıt.
Cyberpunk 2077
Bu sefer biraz daha yakın bir tarihe gidelim. 2020 yılında çıkan bu oyun, çıktığı anda büyük bir ilgiyle karşılaştı. Özellikle sosyal medyada çok konuşuldu. Bunun nedeni Cyberpunk’ın fütüristik dünyasıydı. Oyun; büyük bir şehir, uçan araçlar, kalabalık insan toplulukları, gökdelenler ve daha birçok unsuru içerisinde barındırıyor. Eh bu devasa dünyanın haliyle hayranları da çok olacaktır! Ama şunu da unutmamak gerek. Cyberpunk’ta geçen şehir Night City’nin birtakım karanlık yönleri de var. Hemen hemen her sokağında farklı bir tehlikeyle karşılaşıyor ve bu tehlikelerin üstesinden gelmeye çalışıyorsunuz. Sözü fazla uzatmayalım. Eğer siz de yakın geleceği merak ediyorsanız bu oyun sizin için tam bir biçilmiş kaftan.
Half-Life
Tekrar geçmişe dönüyor, 1998 yılına gidiyoruz. Bu yılda muazzam bir bilim kurgu oyun serisi olan Half-Life karşımıza çıkıyor. Bir araştırma üssüne ne olduğu bilinmeyen, uzaydan gelen bir madde ulaşıyor. Ana karakter Gordon Freeman ve ekibi bu yeni madde üzerinde deney yapmaya başlıyor. Yapılan bu deneyde karşılaşılan bazı sorunlarla birlikte macera da başlıyor. Half-Life’da konusu gereği biraz kasvetli bir ortam var. Ancak bu kasvetli ortam ve nereden çıkacağı belli olmayan düşmanlar oyunu başarılı yapan unsurlardan. Çünkü gerildikçe geriliyor ve adeta oyunla bütünleşiyorsunuz. Kesinlikle bilim kurgu severlerin hoşuna gidecek bir oyun.
Bioshock
Tekrar 2007 yılındayız. Fakat Bioshock zamanda geriye giderek bizi 1960 yılına götürüyor. Oyunun başında içinde bulunduğumuz uçak bir anda Atlantik Okyanusu’na düşüyor. Fakat şaşırtıcı bir gelişme oluyor. Bioshock’ta hayatta kalmayı başaran bir tek biziz! Çeşitli aşamalardan geçerek bir deniz aracına binip, oyunun geçmekte olduğu Rapture deniz altı şehrine gidiyoruz. O da ne! Bu şehir terk edilmiş ve etrafta tanımlanamayan bazı yaratıklar var… İşte Bioshock şehrin ardındaki bu gizemi çözmeye çalıştığınız bir oyun. Çıkacağı sıralarda çok fazla abartılsa da, bazılarını hayal kırıklığına uğratmış. Ama gerek grafikleri, gerekse silahlar ve kullanılan diğer araçların 1960 yılına özel tasarlanması Bioshock’u en iyi bilim kurgu oyun serilerinde ilk sıralara çıkarmayı başarmış görünüyor.
Dead Space
Hadi gelin, bir sonraki yılda bizi nelerin beklediğine bakalım. 2008 yılında bizi biraz daha gerilim havasında bir oyun olan Dead Space bekliyor. Bir anda geleceğe ışınlanıyoruz. Uzayda geçen bu oyun; insanoğlunun dünyadaki kaynaklarını yitirmesiyle birlikte, diğer gezegenlerde bir arayışa çıkmasını konu ediniyor. Arayışlarının son bulmasının ardından dünyaya geri dönmek isteyen insanlar bir sorunla karşılaşıyor. Galaksiyle bağlantısı kesilmiş bir gemi olan USG Ishimura isimli gemi tüm gizemiyle onları bekliyor ve işte macera da tam bu noktada başlıyor. Dead Space içerisinde hologram teknolojisinin kullanılmasıyla da oyunseverleri kendine hayran bırakan bir oyun. Eğer uzayda gerçek bir deneyim yaşamak istiyorsanız bu oyun tam size göre.
Starcraft
Son kez geçmişe dönüyoruz. Şimdiki oyun ilk olarak 1998 yılında çıkan Starcraft oyunu. Bu oyun da örneğini verdiğimiz diğer oyunlar gibi uzayda geçiyor. Starcraft üç ırkın savaşını konu alıyor. Özellikle ham madde toplamak ve binalar inşa etmek bu oyundaki en önemli unsurlardan. Oyun karanlık yapısıyla da bizi içine almayı başarıyor. Yılına göre oldukça iyi grafiklere sahip. Ancak oyunun ilerleyen serilerinde çıkan hatalar bazı oyunseverleri çileden çıkartmış gibi görünüyor. Her şeye rağmen zamanının ötesinde olan oyunlardan birisi, bu yüzden bu oyuna şans vermenizde yarar var.