21 Aralık İçin İdeal Oyun: Vigil: The Longest Night
Senenin en uzun gecesi, 21 Aralık, geldi çattı. Pandemiden dolayı evlere tıkılı olmamız, oynayacak oyun kalmaması bizleri bir arayışa soktu. Bu arayışın sonuna Vigil: The Longest Night adlı harika bir oyunla ulaştık. Ekip olarak hem ismi hem temasıyla 21 Aralığı muazzam anlattığını düşündüğümüz oyunu sizler için inceledik.
Vigil: The Longest Night, Soulsborne estetiğine ve mekaniğine sahip olan bir aksiyon-platform oyunudur. Oynanış açısından Metroidvania oyununa benzemesi ilgimizi çekti. Bu açıdan çığır açmış bir oyun olmasada, kendi tipinde ki oyunlarla karşılaştırıldığında önde gelenlerden biri olmayı başardı. Vigil: The Longest Night oyununun hemcinslerine attığı en büyük fark oyunun roguelike bir oyun olmaması.
Oyun görselleriyle bizleri büyülemeyi başaramasa da, yarattığı atmosferle oyuncuları içine çekmeyi başarıyor. Oyunun bizleri çıldırttığı tarafı ise, oyun içi haritanın yön gösterme konusunda eksik kalışı. Oyunlarda bol bol yolunuzu kaybediyorsanız ve geri dönüş yolunu bulmak sizleri çıldırtıyorsa (bizim gibi) bu oyunu oynamamanızı öneririz. Oyunun fast travel özelliğine sahip olması bu karmaşayı çok olmasada azaltıyor. Longest Night’ın getirdiği farklı bir özellik ise seviyelerin otomatik olarak yaratılmamış oluşu. Her bölüm, her koridor, her labirent özellikle oluşturulmuş ve özen gösterilmiş. Buda verilen emeğin değerini gözler önüne seriyor.
Oyunun ana fokusunu combat’larda hissediyoruz. Farklı silahların sahip olduğu yükseltme rotaları karakterinizin özelliklerini canını veya hasarını arttıracak şekilde özelleştirmenizi bu sayede kendi tipinizde savaşmanızı sağlıyor. Yakın zamanda çıkan AC: Valhalla’da olduğu kadar olmasada kendi savaş stilinizi seçebilmeniz, silahlarınızı kendi isteğinize göre özelleştirebilmeniz büyük bir artı. 2D dünyasına Dark Souls tipi canavarları ve oynanışları taşıyan bu oyun bizden pozitif puan almayı başarıyor.